Güzelbahçe Berkin Elvan Parkı

İzmir Güzelbahçe’ye yolum bir iş görüşmesi vesilesiyle düştü. İlk defa gidiyorum, yol bilmiyorum iz bilmiyorum. İneceğim otobüs durağını, şoför dahil kimse bilmiyor.  Sonunda o mahalleden bir yolcunun binmesiyle ineceğim durağı iş işten geçmeden öğreniyorum. İndiğimde görüşme adresi için telefon açmam gerekiyor ancak telefonumun şarjı tam da bu sırada bitiyor. Rüzgardan savrula savrula tek katlı yazlık evlerin arasındaki dar sokaklarda yürüyorum. Bir bakkala rastlayıp seviniyorum. İçeriye heyecanla dalıyorum. “Telefonumun şarjı yok şarj edebilir miyim” diyorum. Bakkalın sahibi nazik bey çok uçlu bir şarj cihazı çıkarıyor çekmeceden “bunu bir dene umarım işine yarar” diyor. Ancak şarj cihazının ucu telefonuma olmuyor. Öylece kalıyorum. Bakkalın önünde bir kaç teyze sohbet ediyor. rüzgar hırçın hırçın esiyor, yüzüme yüzüme esiyor. Birkaç saniyelik duraksamam ve umutsuz ifadem bakkaldaki abinin dikkatini çekiyor. “Sen buralarda ne arıyorsun kimsin necisin” sorgular gibi değil de o naif inceliğini bozmadan “sorun nedir ne yapıyorsun buralarda” der gibi birkaç kelimeyle ulaşıyor bana. görüşme diyorum, tamam diyor biliyorum gideceğin yeri. Bakkal abi sayesinde detaylı bir tarif alıyorum görüşme yeri için. Teşekkür ederek ayrılıyorum oradan. sokaklarda ilerlerken sağda bir park gözüme çarpıyor, devam edecekken ekmek görüyorum. Evet ekmek. Ekmek ve ona bakan çömelmiş bir çocuk figürü görüyorum. Heyecanlıyım, rüzgardan ve çok bilinmeyenli bu ortamdan ve ıssızlıktan dolayı gerginim. Bir anda yüzüme bir tebessüm doluveriyor. Berkin bu. parkın öteki tarafında Berkin Elvan Parkı yazısını okuyorum. Hiç bilmediğim bu sakin yerde, yabancı sokaklarda dolanırken tüm gerginliğimi unutuyorum. Yanına yaklaşıp bir merhaba bırakıyorum ve yoluma devam ediyorum.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

1 Cevap

  1. Nazlıcak dedi ki:

    Çok güzel yorumlamışsınız beğenerek okudum.

Bir yanıt yazın