Türkiye de Denizci (Gemici) Olmak
Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke. Özellikle Tersanecilik konusunda iyi bir yerde. Peki genel olarak Denizcilik Sektörü ne durumda? Çalışma şartları ve istihdam arz-talep durumu nedir?
Bu yazıyı bir şekilde işsiz olup gemicilik sektörüyle ilgili internette dolanan “yüksek gelirle iş imkanı” “dövizle maaş” “vasıflı vasıfsız gemiciler aranıyor” gibi ilanlara kanmayın diye kaleme alıyorum.
Türkiye’de son 10 yılda görülmemiş bir istihdam sorunu ortaya çıktı. Şu an kayıt dışı olanlarla birlikte ülkede genç işsizlerde dahil milyonlarca vasıflı ve vasıfsız işsiz bulunuyor. Bu insanlar parasızlığın getirdiği sıkıntılardan eğitim durumlarını dahi unutup en çabuk şekilde gelir elde edebilecekleri bir iş arıyorlar çaresizce. İşte bu çaresiz yığınları iş bulma vaadiyle kandırıp sömürmek için kurulmuş bir düzen var ülkede. Bu düzene devlet yakın zamanda “gemi adamı” belgesi veren kurslara yaptığı ufak bir düzenlemeyle az çok engel olmaya çalıştı. Geçmişte büyük illerde sayısız kurs varken günümüzde ulaştırma bakanlığı onaylı gemi adamı belgesi veren kurs sayısı daha az. Yeni düzenlemeyle çoğu kapatıldı. Açık olanlar da en azından göstere göstere eskisi gibi “iş garantili kurs” reklamı yapmıyorlar. Tabi bu sömürüye engel olmadı. Bu bir sektör ve bu kurslara sürekli kursiyer lazım. Hal böyle olunca internette düzenli olarak “vasıflı vasıfsız yüksek maaşlı gemi personelleri aranıyor” ilanlarını görüyorsunuz. Bu ilanların tarihleri sürekli düzenli olarak yenileniyor. Aradığınızda karşınıza kurslarla ortak çalışan bir simsar veya kurs çalışanı bir personel çıkıyor ve yüksek maaşlı bu işlere girebilmeniz için almanız gereken belgelerden bahsediyor. Böylece işe ihtiyacı olan çaresiz insanlar topladıkları üç beş kuruş parayı bu kurslara verip aldıkları belgelerle iyi maaşlı işlere kavuşacaklarını sanıyorlar.
Hatta daha ileriye gidip bu ilanlar aracılığıyla sizden sadece para alıyorlar. Ne bir belge ne de iş veriyorlar. İnternette bu ilanların hiç kaybolmamasının sürekli aktif kalmasının nedeni haksız kazanç peşinde koşan insanların memlekette hiç eksik olmaması ve bu oltaya gelen yeni işsizlerin her geçen gün çaresizler ordusuna eklenmesi.
Stajyer Denizciye sümüklü mendil muamelesi
Armatörler tarafında da durum pek farklı değil. Azerisi moğolu derken artık Hintliler de türk bayraklı gemilerde çalışmaya başladı. En ucuza ve en ağır şartlarda çalışmaya uygun bu yabancı kalabalık, onuruyla iş arayan ve bir şekilde denizcilik sektörüne yeni girmiş türk işsiz kalabalığın iş bulma ihtimalini de iyice azalttı.
Peki yıllardır gözümüzün önünde süregelen bu haksız çarka neden devlet müdahale etmiyor ve kulağının üstüne yatıyor? Neden gemicilerin istihdam yolları bir şekilde düzenlenmiyor? Neden türk bayraklı gemilerde maaşlarını aylardır alamayan insanların hakkını kimse savunmuyor? Bir kaç kodomanın cebini doldurması için alın terini hiç eden, hastalık bulan, onuru ayaklar altına alınan onca insanın hakkını savunacak hiç bir makam yok mu bu koca ülkede? Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede ulaştırma bakanlığı neden bu sektörle ilgili ciddi bir çalışma yapmıyor? Görünen o ki ülkede işsiz sayısı arttıkça işsizin dahi üç kuruş parasına göz diken haramzadelerin sayısı her geçen gün artacak.
Vasıflı Vasıfsız Yüksek Maaşlı Dövizle İş Yalanı
Gemici, tanker, kuru yük, ro ro vb. sektöründe çok kötü durumda olup, batsın da sigortadan paramızı alalım diye faaliyetini sürdüren onca gemiyi ve bu çürümüş gemilerde çalışan onca personeli bir kenara bırakalım. Bir de işin yatçılık kısmı var. Ülkedeki üniversitelerden her sene mezun olan binlerce genç “ticari” olarak çalışan yatlarda staj yapmak zorunda. tıpkı gemicilerin 6 ay açık deniz stajı zorunluluğu gibi. Peki ticari yatçılık sektörünün hali ne? Yatçıların %90’ı babadan oğula sektörde olan türkiye kıyıları aileleri. Her yaz bu insanlara akın akın üniversitelerden, liselerden ve buna ek olarak özel eğitim kurumlarından belge almış insanlar başvuruyorlar staj için. Bu insanların tek amacı sınava girip geçerliliği olan bir belge “yat kaptanlığı vb. ” alabilmek için staj sigortalarını doldurmak. 16 yaşından 40 yaşına kadar bu insanları çakalların, bitirimlerin kucağına atıyorlar.
Önce Kalıcımısın Bakalım İnsanlıktan Çıkmaz Dayanırsan Sigortanı Yaparız
Hayatı karı kız muhabbetinden ibaret adamların denizden kazandıkları binlerce lirayla denizi nasıl umarsızca kirlettiklerini, denize ne kadar saygıları olduğunu birebir tecrübe ediyorsunuz. Güverte Stajyerini bedavaya çalıştırıp, en pis işleri yaptırırken, suyu dahi olmayan teknelerde pislik içinde, duş bile alamadan denizciliği öğrenmeye çalışan binlerce insan düşünün. Çoğunun sigortasını dahi başlatmıyorlar. Geçen yaz o kadar marina, liman gezdim. Çalıştığım hiç bir yerde de hatırlamıyorum ki bir tane ulaştırma veya sgk çalışanı gelsin o tekneleri teftiş etsin çalışanların sigorta aktiflik durumunu kontrol etsin baksın. E devlet vatandaşını sermayeye karşı koruyamazsa vatandaş bu yoklukta kendisini bu insanlara karşı nasıl koruyacak ? ne yapacak ? Sigortamı yapmıyorsan çalışmayacağım dediğinde sırada bekleyen yüzlerce stajyerden birisini alıp onu da bir haftada eskittikten sonra çöp gibi atacak. Bu şekilde bedavaya işsiz sömürüp sezonu bitiren yatçılar-balıkçılar var. Bir de inançlı bunlar, kazandıkları paranın helal olduğunu düşünüyorlar inançlarında en büyük günahın “kul hakkı” olduğunu bildikleri halde.
Sevgili işsiz kardeşim, çok karanlık bir tablo çizdiğimin farkındayım. Eğer Gemi adamı veya yatçı olmak istiyorsan öncelikle bilmen gereken şey Türkiye de denizcilik sektörü garibanı kullanıp çöp gibi atma şeklinde ilerliyor. Bu düzenin dışında kalman için mutlaka ama mutlaka sektörden iyi yerlerde tanıdık insanlara ihtiyacın var. Özellikle yat sektöründe düzgün çalışan bir yerle anlaşmak için iyi derecede yabancı dile ihtiyacın var. Biliyorum amiyane tabirle “dayın yoksa iyi iş yok” her yerde geçerli diye düşünüyorsun fakat denizlik sektöründe bunu ciddi anlamda “sömürülerek” yaşayacaksın. Yani “gerçekten” tanıdığın yoksa, tekne sahibi onurlu bir kaptan akraban veya denizcilik firmalarında yetkili beyaz yakalı bir amcan yoksa bu sektörü aklından çıkar. Kurslara verdiğin paralarla ve hiç eskimeyecek pırıl pırıl bir cüzdanla kalırsın. Belgesini alıp yıllardır kenarda unutan yüzlerce adam biliyorum.
İnternette ufacık bir araştırma yapsan benzer onlarca yorum görürsün. Güç bela adam gibi çalışan bir simsara denk gelip bir iş bulsan dahi maaşını alıp alamayacağın belli değil. Profesyonel simsarlar senden iş bulmadan para istemezler, onlar dolandırıcıdır. Bu işi ciddi yapan simsarlar, ilk maaşından otomatik olarak komisyonunu alır sen elden para vermezsin. Bunu dahi sömürüyorlar, işsiz yeni gemiciyi gemiye alıp bir ay çalıştırıp firma çalışanıyla simsar komisyonu bölüşüyorlar sonra adamı işten çıkarıyorlar. İşin özü, denizcilik sektöründe tablo bu. Gerçi ülkede hangi sektörde işini onuruyla yapan liyakat sahibi adam kaldı ki.
Sektörle ilgili araştırma yapan ve denizciliği düşünenler için bir bilgilendirme yazısı yazmam gerekliydi. Umarım bu yazıyla karar aşamasında karşılaşırsın ve durumunu buna göre değerlendirirsin. Motomot düşünen toplumun bir bireyi olsan da “limon sat onurunla çalış, onurlu insanlarla çalış”. Sömürüden kaçış olmasa da emeğini en azından adil olan onurlu olanla paylaş.