Kaptan Fantastik (Captain Fantastic)
Yazan ve Yöneten : Matt Ross
Yapım Yılı : 2016
Kaptan Fantastik, yıllardır hakkında bir yazı yazmak istediğim fakat tembellik ettiğim için zaman ayıramadığım çok özel bir film. Filmi özel yapan öncelikle senaryosu. Matt Ross’un yazıp yönettiği Kaptan Fantastik bir anlamda reject society denemesi olmuş. Özellikle doğa, hayvan aktivistleri, anti liberal düşünceye sahip olanlar, büyüdüğü geleneğin ötesinde dünyayı, yaşamı daha “evrensel” soluyanlar için harika mesajlar barındıran bir yapım. Kaptan Fantastik, altı çocuğu ile Pasifik ormanlarında medeniyetten izole bir hayat süren Ben Cash’in hikayesine odaklanıyor. Ben Cash’i Bir çoğunuzun LOTR serisinden Aragorn olarak hatırlayacağı Viggo Mortensen canlandırıyor. 10 parmağında 10 marifet olan bu dopdolu ve entelektüel abimiz, Ben rolü için biçilmiş kaftan olmuş. Yazıyı hazırlamak için biraz araştırma yaptığımda 1998’de eşinden ayrıldıktan sonra filmografisi sanat filmlerine festival filmlerine kaymış gibi görünüyor. Mortensen’in filmografisinde güzel yaşlanmaktan tutun, anlam aramayı, derinleşme çabasını görebiliyorsunuz.
Ben Cash ve eşi Leslie old school anti kapitalist anarşistlerden. Çocuklarını memnun olmadıkları ve doğru bulmadıkları amerikan sisteminde yetiştirmek yerine Ben’in önerisiyle Pasifik ormanlarına yerleşmişler. Burada doğayla tam bir uyum içerisinde eski kabilelerin avcı toplayıcı pratikleri ve tarım uygulamaları ile hayatta kalmaya çalışırken aynı zamanda çocuklarını sanat, edebiyat, multilanguage, ideolojiler üzerine tam bir entelektüel olarak yetiştirmeye çalışıyorlar. Doğada hayatta kalma eğitimleri de alan çocukların fiziksel olarakta sınırları zorlanıyor. Bu durum Leslie intihar edene kadar bir şekilde devam ediyor. Lesli’e zaten intihara meyilli bir bipolar disorder, tedavi görüyormuş bunu daha önce bir çok kez denemiş. Leslie’nin ölümünün ardından tüm ebeveynlik yükünü üstlenen baba Ben Cash, çocuklarının ergenliğin hormonal değişimleri ve dış dünyaya olan merak ve ilgilerini yönetmekte zorlanmaya başlıyor. Tabi esas kırılma noktası Leslie’nin cenazesi. Leslie bir budist olarak bedeninin yakılmasını ve küllerinin public bir tuvalete dökülmesini istemiş. Leslie’nin babası ise senaryo bu ya tam bir liberal, sermaye adamı, patron hatta asil. Kızının Ben Cash ile evliliğini hiç bir zaman onaylamamış. Aslında filmdeki bu figür tam olarak Ben Cash ve eşi Leslie’nin dünya görüşünün zıt kutpunu temsil ediyor. Leslie’nin babası cenaze törenini bildiğimiz gibi yapacağız katolik işi olacak sen karışma deyince işler kızışıyor. Çocuklar bu duruma şiddetle karşı çıkıyor ve babalarına yükleniyorlar. Fakat baba tutuklanma ve çocuklarının elinden alınması riskine karşı harekete geçmekte başta tereddüt ediyor sonunda cenaze törenine gidip eşinin vasiyetini yerine getirmek için yola çıkıyorlar.
Aklıma iki eski eylemci anarşist neden altı çocuk yapar sorusu gelmedi değil. O kadar okuma yapmış entelektüellerin insan nüfusu ve gezegene zararı konusunu es geçmiş olmaları imkansız. Film bu ya, altı çocuk işin komedi kısmını ön plana çıkarırken bu tarz yaşam pratiklerine tamamen uzaylı izleyici kitlesi için de sempatik bir atmosfer oluşturuyor. Öğreniyoruz ki anneleri Leslie, çocukların medeniyetten tamamen izole olması konusunda bir süre sonra tereddüte düşmüş ve bunu eşiyle paylaşmış. Ben Cash ise bu konuda gayet katı ve disiplinli. Tabi tüm bu tartışmaların izleyicisi çocuklar, annelerini kaybetmenin travması da birleşince kontrol edilmesi zor hale geliyorlar. Cenaze töreni için modern dünyaya yapılan yolculuk sayesinde modern toplumla ilişkiye giren çocukların düşünceleri ve yıllardır ebeveynlerinin onlara öğrettiği dünya bir anda hızla genişlemeye başlıyor.
Ben ve Leslie çocukları yetiştirme konusunda modern ebeveynlerden çok daha fazla zaman ve efor harcamışlar. Düşünsenize, özel öğretmenler yok, kreşler yok, okul yok, tüm eğitimi görgüyü ahlakı sizin pencerenizden sizin vermeniz gerekiyor. Ortaya harika bir iş çıkarmışlar. Çocuklar sanat, matematik, edebiyat ve felsefe üzerine guru haline gelmişler, aynı zamanda fiziki olarak yaşıtlarından çok ötedeler hepsi birer sporcu. Hatta filmde bununla ilgili bir sahne de mevcut. Peki eksik kaldıkları noktalar yok mu? Örneğin felsefe ve ideoloji eğitimleri modern çocukların oyalandığı basit zevklerden keyif almamalarına neden oluyor. İki katı anarşistin dünyasında yetişen çocuklar modern dünyaya girdikleri her anda sistemin yozlaşmışlığını ve açıklarını görür, deşifre eder hale gelmişler. Şirketler, liberalizm, kapitalizm, kar odaklı dünya kavramları hakkında oldukça muhalif ve keskin düşüncelere sahipler. Bodevon, çocukların en büyüğü bir ergen erkek olarak kadın erkek ilişkilerini, aşkı, sevgiyi Şekspir’in oyunlarında okuduğu şekliyle uygulamaya çalışacak kadar modern ilişkilere yabancı.
Annelerinin cenazesini almak için çıktıkları yolculukla birlikte film akmaya başlıyor. Özellikle yolculuk sırasında çocukların babalarıyla yaptığı sohbetler benim için filmin en unutulmaz sahneleri. Kızına seks yapmayı tarif edişi, diğer kızından yolculuk sırasında babasının listesi dışı okuduğu “Lolita” isimli meşhur kitabın analizini istemesi ve kızın müthiş analizi, çocukların babalarıyla birden fazla dilde konuşarak tartışması. Yolculuk sırasında uğradıkları yerde küçük kızın “herkesin nesi var, herkes çok şişman, hippopotam gibi” tepkisi, polis çevirdiğinde evde eğitim gören misyoner hristiyanlar gibi polise rol yapan çocuklar ve Bodevon’un güç milletindir sözü. Müthişti müthiş. Her sahnesinde farklı bir keyf aldım. Yolda avlanmak için durduklarında kızın ondan kaçmayan kuzuları vuramayışı mesela. Biliyorum olay filmi anlatmaya döndü fakat yazarken dahi heyecanlandığım sayılı filmlerdendir Kaptan Fantastik.
Tek eleştirim filmin sonuç bölümüne olurdu o da çocukları bir şekilde modern dünyaya entegre etme hibrit bir model yaratmanın en doğrusu olacağı sonucunu çıkarmasından. Ya yabani kalırsın yada dahil olduğun toplumun içinde uyum sağlar asimile olursun. Bu sonuçla birlikte 10 sene sonra çocukların büyük ihtimalle alay ettikleri veya yadırgadıkları modern toplum çocuklarından farkı kalmayacağı aşikar. Neden? Çünkü liberal toplum sizi büyüler, dönüştürür ve hayali motivasyonlarla sizi bir ömür oyalar, bu konuda çok iyidir.
Sonuç olarak her yaştan ve kesimden izleyiciye hitap edecek keyifli, komik zaman zaman dramatik bir yapım Kaptan Fantastik. Viggo üstadın ve çocukların müthiş oyunculuklarıyla, çocuklarımıza yaşadığımız sistemin eksiklerine ve çıkar odaklılığa rağmen nelerin daha önemli olduğunu daha küçükten öğretebilmenin önemini ve güzel taraflarını bize çocuklar aracılıyla gösteren, ebeveny olmanın zorluğunu ve güzelliğini hissettiğiniz, aile kavramının önemini vurgulayan bu özel filmi tavsiye ederim.