Muğla ( Akyaka ) Yolculuğum

Sevgili yurttaşlar yaz geldi benimde iki tekerle yol yapma hevesim kabardıkça kabardı. Bunun sonucunda, hem tatil hem iş hem yol yapmak amacıyla Muğla’nın küçük ve turistik beldelerine bir yolculuğa çıktım. Güzelçamlı kamp gezimin ardından bu sefer çadırımı evde bırakıp kendimi asfalta vurdum.

Rotamız,  Muğla’nın sakin olacağını düşündüğüm beldesi Akyaka idi. Akyaka’nın mavi bayraklı plajını görmek ve güzel bir kaç gün geçirmek amacıyla ilk durağımız burası oldu. Muğla yolunu başlangıç düzeyi motorcular için önermiyorum. Nedeni ise hem yumuşak hem keskin bir çok virajla dolu olması. Özellikle yaz döneminde trafiğin tatilciler nedeniyle yoğun olması, bunun üstüne birde korumalı elbiselerin ve kaskın o buharlaştıran sıcakla birlikte sizi iyice bunaltmasını eklersek o virajlara dalmadan önce daha uysal bir rotada deneyim kazanmanız iyi olur düşüncesindeyim.

Muğla yolunun virajlarından yorulup molada manzarayı seyrederken

Akyaka’ya vardığımızda günlerden cumartesiydi.  Yaklaşık üç sene önce ziyaret ettiğim bu şirin beldeyi oldukça değişmiş buldum. Yerli turistlerin yoğun olarak burayı tercih ettiğini plajda neredeyse üst üste uzanacağımız sıklıkta insan kalabalıkları ve bulaşık suyuna dönmüş deniz sayesinde öğrenmiş oldum. Tabi bu durum sadece hafta sonu için geçerli. Hafta içi gitme şansınız varsa mavi bayraklı plajının keyfini çıkarabilirsiniz. Motordan iner inmez uygun fiyata konaklayabileceğimiz bir yer aramaya başladık. Umudumuz üç sene öncesine göre fiyatların çok fazla değişmemesi yönündeydi ancak öyle olmadı. Apart fiyatları birkaç sene öncesine göre bir hayli artmış. Sahile yakın bölgelerdeki apart ve otellerin fiyatları yüksek. Sahilden uzaklaştıkça fiyatlar *duruma göre düşebiliyor. İşin aslı Akyaka’da fiyatları talepler belirliyor. Yerli turistin konaklama dışında diğer işyerlerine çok fazla para bırakmadığından şikayet eden işletmeler var. Yani çoğu insan günü birlik veya bir günlük buraya geliyor konaklama için parayı ödüyor yemeğini apartta yiyor, içkisini tekelden alıyor apartta veya sahilde içiyor gibi görünüyor. Yabancı turistin de buraya çok fazla rağbet etmediğini yine yaptığım konuşmalardan anladım. Zaten içine düştüğümüz o kalabalığın arasında bizde hiç yabancı turistle karşılaşmadık. sahile çok yakın bölgelerde ev sahipleriyle anlaşıp topluca sahile yakın oda ve daireleri kapatmış ayakçı emlakçı konseptli arkadaşlar var. Bu arkadaşlarla yaptığımız görüşmede bize sahile çok yakın klimasız zemin kat bir daireyi günlük 125 TL den verebileceklerini söylediler. Hatta üstüne basa basa boşuna aramamızı bu fiyattan daha uyguna bulmamızın imkansız olduğunu belirttiler. Biz yinede şansımızı denemek istedik ve Akyaka’yı sokak sokak gezerek konaklama fiyatlarını araştırmaya başladık. Sahilin hemen üst sokağında bulunan apartların fiyatları ortalama 150 TL den başlıyor, 150 TL’nin altında bir tane yer bulamadık hatta 180-200 e kadar çıkanlar oldu. Sezon ortası ve hafta sonu olması nedeniyle boş yeri olmayan bir çok apart da vardı. Biraz daha sahilden uzaklaştık fiyatlar yine değişmedi. Tabi oda kiralamak verine apart, villa-apart tarzı bir yerde kaldığınızda bu fiyata genellikle kahvaltı da dahil oluyor. Yaklaşık bir saatlik araştırmanın ardından aldığımız fiyatlardan kısmen daha uygun bir ücrete klimalı bir yer bulmayı başardık. içerisinde küçük bir mutfağıda vardı. Gayet şirindi. Apartın sahibi olan yaşlı çift bizden kimlik bilgilerimizden tutun ev adresimize telefonumuza kadar herşeyi aldılar. Çok kez apart veya otellerde kaldım ama böyle detaylı bir GBT ile hiç karşılaşmamıştım 🙂

Şimdi şunu diyebilirsiniz.” Hangi devirdeyiz booking.com vb. bir site üzerinden rezervasyon yaptırıp gidebilirdiniz” Evet bütçeniz uygunsa bu tarz siteler üzerinden yüksek puanlı, olumlu yorumlar almış konaklama seçeneklerini araştırmak ve öyle gitmek tatilinizde yer bulmak için harcayacağınız zamanı ortadan kaldırdığı gibi hijyen, hizmet kalitesi, güvenilirlik gibi bir çok konuda da kötü sürprizler yaşamanıza engel oluyor.  Ancak genellikle bu siteler aracılığıyla bir tatil planı yapacaksanız rezervasyonu çok erken yaptırmanız gerekiyor. Erken rezervasyonsuz bu tarz sitelerdeki fiyatlar küçük bütçeli tatilciler için oldukça yüksek. Bizim yolculukta bir anda spontane geliştiği için internet üzerinden araştırarak gitme şansımız olmadı. Ama şunu da söyleyeyim booking tarzı sitelerde yüksek puanlar almış çok temiz ve nezih villa-apartlar var Akyaka’da. Hatta apart araştırırken bir tanesine denk geldim. Genç bir çiftin işlettiği bu villa apartın temizliğine konseptine gerçekten hayran kaldım. 

Akyaka gibi küçük beldelerin Bodrumvari bir her telden keşmekeş ve kozmopolit kalabalıklara bürünüp o nezih ve sadık turistik kitlesinin kaybolmasının önüne geçmek için yapılacak yegane şey, o bölgenin esas yerlilerinin dükkan apart vb. hizmetlerin çalıştırılmasında kendilerinin yer alması veya orada yaşamakta olan birilerine yaptırmasıdır. Bu tarz turistik ancak henüz tam keşfedilmemiş daha bakir beldelere o bölgenin insanı sadece para kazanma hırsı ile bakar ve önüne gelen her büyük sermayeye kapı açarsa o bölge bir süre sonra hem dinginliğini hem kalitesini kaybetmekle kalmıyor bu büyük sermayelerin konsepti olsun hizmet kalitesi olsun bölgenin küçük işletmelerinin rekabet edemeyeceği bir ekonomik ortam oluşturuyor. İşte Akyaka tam bu modele doğru süratle gitmekte. Orada yaşayan insanlar henüz bunun farkında olmasalarda önümüzdeki on sene içerisinde eğer bu manzara devam ederse Akyaka’nın o mahalli nezih atmosferi kaybolup yerine farklı ünlü markaların ve işletmelerin yer aldığı ve bununla birliktede fiyatların alıp başını gittiği, aynı oranda kuru kalabalığın arttığı oldukça pahalı bir yer olacak gibi görünüyor.  Hal böyle olunca da turist portföyü de değişecektir. Sonuçta yerli turistler bir Bodrum bir Marmaris yerine orayı tercih ediyorlarsa bunun esas nedeni o bölgenin daha mahalli daha huzurlu ortamı nedeniyle.  Apart fiyatlarının da Marmaris ve Bodrum ile yarışmasının zararını yine yerli esnaf çekecektir. Konaklamaya yüksek ücretler ödeyen yerli turistin tatile ayıracağı bütçe ortada. O parayı konaklamaya yatırdığında dışarıda yemekten alışveriş yapmaktan feragat edeceği de bir gerçek.

Akyaka’da sahile sazlıklarla örtülü bir kanalla bağlanan azmak deresinin olduğu, genelde tur teknelerininde burada durduğu yürüyerek ulaşacağınız bir alan var. Bu alanda küçük büfevari bir balık ekmekçi bulunuyor. Bu küçük büfe benim için özeldi çünkü üç sene önce Akyaka’ya geldiğimde ilk balık ekmeğimi burada yemiştim. 5 lira olan balık ekmek 10 lira olmuş. 3 senede %100 zam yemiş hadi bu olabilir. Ama perakende satışı 1 lira olan bir içecek nasıl 4 lira oluyor aklım almadı. Size basit birşey gibi gelebilir ancak bir ürünün ana satıcıdan alış fiyatı, perakende satış fiyatı birde hizmet dahilinde satış fiyatı vardır. Perakende satış fiyatıyla bir marketten satın alırsınız, hizmet sektörü dahilinde satın alırsanız buna hizmet bedeli de eklenir. Ama yürüyüş yolu kenarında salaş bir büfede balık ekmek yiyeceğim, Coca Cola’nın eşantiyon plastik sandalyelerinde kül tablası bile olmayan tahta bir masada oturacağım ve 10 lira verdiğim balık ekmeğe birde Nusr-et lüks restoran ayarında %400 içecek parası ödeyeceğim. Bunun adı turist düdüklemektir benim gözümde. yolunuz düşerse bu büfenin biraz ilerisinde otopark alanından çıktığınız sokakta bir balık ekmekçi daha var orada Balık Ekmek+İçecek beraber 10 TL ye yiyorsunuz, aklınızda olsun.

Çok fazla maddi kaygı içerikli bir tatil yazısı olduysa affola yurttaşlar. Ancak ben bizim tatil beldelerinin hemen hepsinde var olan “tatilciysen düdükleneceksin” mantığını hazmedemiyorum. Bu mantık yüzünden insanların çoğu tatilleri spontane ve sürprizlerle dolu bir deneyim olacakken bunu yapmıyor, özellikle de yabancı turistler, otellerin herşey dahil paketlerinden alıp otele kapanıp keyfine bakıyor. Bu durumda da olan yerel esnafa küçük işletmelere oluyor. Ben de öyle tatili sevemiyorum. Tatil dediğin biraz da macera olmalı, hissetmelisin, spontane olmalı. Tabi bu benim kişisel düşüncem.

Akyaka Halk plajında bir uygulama gördüm ki gerçekten takdir edilesi. Akıl edip düşünenlere saygılar sunuyorum. O üst üste kalabalıkta dahi engelli vatandaşlar için ayrılmış şemsiye ve şezlonglar vardı. Normalde o yoğunlukta engelli falan bakmayıp satarlar diye düşünebilirsiniz ama görevliler oraları özellikle boş tutuyordu. Gerçekten güzel bir uygulama.

Akyaka’da sahilin yanındaki yürüyüş yolunda bulunan seyyar dükkan ve satıcılarına da büyük saygım vardır. Neden derseniz gayet mütevazi, mesafeli ve sakinler. Genelde tatil beldelerinde satıcılar özelliklede tekne turu çalışanları  yabancı turistlerin  hemen peşine takılırlar, yolunuzu keserler, ısrarcı tavırlar sergilerler. Akyaka’da buna hiç şahit olmadım. Tabi bu hızla kozmopolitleşmeye devam ederse önümüzdeki 3-5 sene içerisinde o modellerinde artması ihtimali yüksek.

Akyaka’nın halk plajı dışında denize girebileceğiniz alternatif sahilleride bulunuyor. Örneğin Akbük veya Çınar aklıma ilk gelenler. Eğer mavi bayraklı halk plajı sizi tatmin etmezse alternatif rota olarak bu plajlarıda düşünebilirsiniz. Akbük plajına ormanlık ve bol virajlı bir yoldan ulaşıyorsunuz, yanlış hatırlamıyorsam Akyaka’ya ortalama 20-25 km uzaklıkta. Çınar plajı ise çok daha yakın. Akbük’ün denizi Akyaka’nın sahil boyu derinleşmeyen suyuna göre biraz farklı. Deniz, kıyıdan ilerleyince bir anda derinleşmeye başlıyor ama neredeyse hiç dalga yok. Halı gibi derler ya aynen öyle bir suyu var. Mavisi, yeşili turkuaz ı tüm renkleri barındıran bir denizi var Akbük plajının. Sahili Akyaka’ya göre biraz taşlık. Şansınız varsa şezlonglara alternatif olarak sahilde bulunan ağaçlık gölge bölgelerde bir yer bulabilirsiniz.

Sonuç olarak Akyaka’nın mavi bayraklı plajının tadına varmak için eğer sezonda gidecekseniz ve zamanınız varsa mutlaka hafta içi gidin derim. Hafta sonu halk plajı ciddi anlamda kalabalık oluyor. Biz o kalabalığı görünce denize bile girmedik açıkçası. Neden girmedin diye sorabilirsin. Şimdi kalabalığa şöyle bir bakınca fark ettim ki çoğu çocuklu aileler. Sahilin her köşesinde irili ufaklı insan çocukları vardı. Şimdi bu çocukların sadece 3/1 bile denize işemiş olsa diye düşündüm. Ve bir anda vazgeçtim : /  Birde yetişkinler için aynı istatiği yap.  Çiş mi yutayım buz gibi bira içmek varken şimdi, 2 gün tatile gelmişim zaten. Kremimi sürdüm biramı aldım uzandım şezlonga bende. Kulaklığı taktım, Spotify’ın ücretsiz deneme premiumu vardı, açtım radio bad to the bone‘u, yetti o bana.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın